MHP İL BAŞKANI DR. GÜRSEL ŞİMŞEK; “EDİRNE AYÇİÇEĞİ ÜRETİCİSİNİN ZARARI 80 MİLYON TL. DİR.”
MHP İl Başkanı Dr. Gürsel Şimşek yerli ayçiçeği üreticilerinin bu yılki zararının 500 milyon Tl olduğunu iddia etti. Şimşek; “Türkiye’de ayçiçeği çiftçisi, en az bir milyon ton ayçiçeğini ucuza kaptırdı. Toplam zarar 500 trilyon. Bu zararı kim karşılayacak? Bundan sonra fiyatlar artsa da çiftçiye ne faydası var? Mevcut durumu şöyle özetleyebiliriz; “Gündöndü Ucuza Giderken Spekülatörlere Gündoğdu” Geçen yıla göre ayçiçeği üretiminde girdi maliyetleri; en az % 15 artmış iken ayçiçeğinin serbest piyasada ortalama alım fiyatı % 30 ila % 35 arasında düşmüştür. Türkiye’de ayçiçeği hasadının sonuna doğru Trakya birlik elindeki en iyi fiyatı açıkladı. Ancak, sonuç tam bir hüsrandır. Bu Toplam zarardan Edirne çiftçisinin payına düşen miktar 80 trilyondur.” Dedi.
MHP İl Başkanı Dr. Gürsel Şimşek açıklamasını şöyle sürdürdü;Bu yıl Türkiye’de belirlenen tahminî toplam rekolte 1,5 milyon tondur. Fiyatın açıklandığı zaman hasatın % 80’i bitmişti. Yani 1,2 milyon ton ayçiçeği hasat edilmişti. Bu ürünün o tarihe kadar 200 bin ton kadarı Trakya birliğe teslim edilmişti, Geri kalan bir milyon tonu ise zavallı duruma düşürülmüş çiftçi tarafından piyasadaki simsarlara ortalama 1000 TL/ton. üzerinden teslim edildi. Bunun adı 400 trilyonluk zararın çiftçi tarafından imkânsızlıklar içerisinde kabul edilmesinden başka bir şey değildir.
Geri kalan 500 bin ton ayçiçeği ise Trakya birliğin avans fiyatı civarında satılacağını düşünürsek geçen seneye göre çiftçinin cebine 100 trilyon daha zarar olacaktır. Yani; toplam zarar 500 trilyon civarındadır.
Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ayçiçeği yağ fiyatlarının raflarda düştüğünü gördük mü? Hayır. Tüketicinin bundan bir faydası var mı? Onun cevabı da hayır. Peki, çiftçinin bu zararı kimin hanesinde kâr olarak kalacak? Bir başka deyişle çiftçi ile tüketici arasındaki herkes aracı, tefeci, simsar, sanayici bu kârı yağma yapacak!
OLAN ÇİFTÇİYE OLDU.
Peki, bütün bu gelişmeler olurken hükümet ne yapıyor?
Dünya fiyatlarının geri gittiğini gördüğü halde, kendi çiftçisini bu vahşi piyasada korumak için gerçekçi bir politika izlemiyor, göstermelik referans fiyatı açıklıyor, desteklemelerin artırılması için gayret sarf etmiyor, üretimdeki maliyetlerin düşürülmesi için hiçbir yapısal tedbir getirmiyor.
Bölgenin milletvekilleri ne yapıyor?
Onların yaptığı ise kış uykusu ile gün geçirmek. Zülfi yâre dokunmadan siyaset yapmak. Kimse ile kötü olmadan zamana oynamak.
Sektörde önemli rol oynayan bitkisel yağ sanayicileri derneğinin başında AKP Balıkesir milletvekili var ve bu dernek çok uluslu şirketlerin kontrolüne girmiş durumda, hükümetin ayçiçeği tarımı ve bitkisel yağ ile ilgili politikası da bu derneğin kontrolüne girmiş ve çiftçi ise ırgat muamelesi görerek “maraba” durumuna düşürülmüştür.
Trakya Birlik bu piyasada figüran konumuna oturtulmuş, âcz içinde ıkına sıkıla tahammül edebileceği zararları göz önüne alarak fiyat açıklamak zorunda kalmıştır. Ancak, bu fiyatta çiftçinin belini doğrulatacak bir fiyat olmamıştır. Trakya Birlikte tek kelime ile “vaziyeti idare etmek” ten başka bir şey yapmamıştır.
Bugün karşımızdaki gerçek şudur, çiftçi yok oluyor, çiftçinin işi elinden alınıyor, çiftçinin toprakları elinden alınıyor. Bu gerçeği herkes görmek zorundadır.
Türk çiftçisi de bu yok oluşa dur demek zorundadır. On bir yıldan beri tarım kesimine kan ağlatan bu zihniyete dersini vermek zorundadır.
Önümüzdeki ilk seçimler çiftçimizin tepkisini demokratik olarak gösterebileceği büyük bir fırsattır.