9681,11%0,3
34,74% 0,11
36,44% -0,09
2951,27% 0,27
4801,56% 0,00
Edirne CHP milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile 7 Haziran seçim sürecini ve gündemi değerlendirdiğimiz söyleşide önemli tespitler yaptık. CHP ön seçimlerinin tartışmasız bir numarası olan Gaytancıoğlu, önseçimlerde Edirne’nin her kö?
CHP NİN BİR NUMARASI: OKAN GAYTANCIOĞLU…
Edirne CHP milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile 7 Haziran seçim sürecini ve gündemi değerlendirdiğimiz söyleşide önemli tespitler yaptık. CHP ön seçimlerinin tartışmasız bir numarası olan Gaytancıoğlu, önseçimlerde Edirne’nin her köşesinden oy alarak bütün kulisleri bozmuş ve açık ara birinci sıraya oturmuştu.
Gaytancıoğlu Trakya Birliğin açıkladığı “ön alım fiyatı” için “Dünyada fiyat 1, 80 TL civarındayken çiftçinin maliyeti 1, 750 TL iken Konya Şeker bizden yüz lira fazla fiyat açıklamışken, Trakya Birlik burada fiyatını yeniden dikkate almalı, değiştirmeli ve çiftçinin hakkını hukukunu korumalı.” Diyerek yaptığı çıkışla ziraat odaları toplantısında gündeme geldi…
Gazetemize samimi ve içten cevaplar veren Gaytancıoğlu, “Türkiye’de ayçiçeği üretiminin % 65’inin, çeltik üretiminin % 55’inin ve buğday üretiminin % 10’unun yapıldığı bu bölgede ciddi bir işsizlik ve buna bağlı olarak göç artışı yaşanmaktadır. Bu beni çok üzüyor. Siyaset müessesi buna çare bulmalıdır.” Dedi.
Kendisini yoğun gündeminden boş kaldığı bir anda yakaladık ve aşağıdaki soruların cevaplarını aldık.
E.Olay: Seçim Kampanya'nız sırasında sizin ihtisas alanınız dışında size en çok sorulan soru ve iletilen, dillendirilen sorun ne idi?
Okan Gaytancıoğlu: İşsizlik ve göç. Özellikle köylerde bu sorunlarla çok fazla karşılaştım. Çünkü köylerin boşaldığını, gençlerin köyleri terk etmeye başladığını Edirne’nin bir iki köyünü gezdiğinizde görürsünüz. Gece saat dokuz’da kahveler kapanıyor. Oysa Edirne bir tarım şehridir. Ancak insanlar köylerini ve tarımı bırakıyorlar. Bunun nedeni de AKP’nin uyguladığı tutarsız tarım politikaları. Türkiye’nin en önemli tarımsal bölgelerinden biri olan Trakya bölgesi de Türkiye tarımında yaşanan üretimi dışlayan tarım politikalarından nasibini almış durumda. Türkiye’de ayçiçeği üretiminin yüzde 65’inin, çeltik üretiminin yüzde 55’inin ve buğday üretiminin yüzde 10’unun yapıldığı bu bölgede ciddi bir işsizlik ve buna bağlı olarak göç artışı yaşanmaktadır. Bu ciddi bir sorundur. Para kazanamayan, emeğinin karşılığını alamayan insanlar çareyi göç etmekte bulmuştur. İşte insanlar bunu soruyor. Bu göçü önleyebilir miyiz? Nasıl önleriz diye? Önleyebiliriz; bugün İstanbul 13 - 14 milyon nüfusa ulaşmış, ciddi trafik sorunları bulunan, insanların mutsuz olduğu büyük bir metropol oldu. Köylerde çok ucuza mal edilecek istihdam ve yatırım projeleriyle göç sorununun önüne geçebiliriz diye düşünüyorum. Bu konuda gelişmiş ülkeler, özellikle kalkınma ajansları sayesinde, köylüleri köyünde tutan projelere önem vermektedirler. Köyün önemli özellikleri belirlenerek, örneğin bir köyde çok fazla süt ineği varsa o ineklerin sütünü satmak yerine o sütlerin işlenmesi yoluna gidilmekte, küçük mandıralar teşvik edilmekte ancak bunlar daha sonra büyük işletmelerle adapte edilerek markalaşma sağlanmaktadır. Bu yönde politikalar geliştirilmeliyiz. Köylerde, tarım ve hayvancılığın yanı sıra, köyün turizm potansiyelinin de ortaya çıkarılabiliriz. Böylece turizm potansiyeliyle köyün eksikliklerini de giderilebiliriz. Örneğin köyün yolu eksikse yol yapılır. Bugün birçok insan artık köy kahvaltısını tercih ediyor, köyde yaşamayı tercih ediyor, hatta köyde üste para vererek çalışmayı tercih ediyor. Köy yumurtası yemek istiyor, bu gerçekleştirilebilir. Köyden kente göç edildiğinde oluşan okul sorunu, ulaşım sorunu, sıkıntılar oluşturmakta.” Tabi işsizlik ve göç Türkiye’nin sorunu. Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 10’larda, genç işsizlik ise yüzde 20’lerde. Türkiye’de gençler geleceğe umutla bakamıyor. Üniversiteden mezun olan gençlerimiz istihdam sorunu yaşıyorlar. Eşitsiz ve niteliksiz bir eğitim sisteminden çıkan gençlerimiz işsiz kalıyor. Genç işsizlik %20’lerin üzerine çıktı. Biz diplomalı işsizlik istemiyoruz. Bu konuda çok sistemli çalışmalar yapılmalı üniversite kontenjanları belirlenirken, iş dünyasının talepleri dikkate alınmalı, istihdamda teşvik ve pozitif ayrımcılık uygulayarak iş gücü dışında kalan gençlerimiz istihdam edilmeli. Ülkemizde büyüyerek devam eden bu sorunlar her yerde olduğu gibi Edirne’de de var.
E.Olay: Edirne'mizin siyasal iklimini, şehrimizin düşünsel dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Okan Gaytancıoğlu: Biz Edirneliler Cumhuriyetin değerlerine sonuna kadar sahip çıkan insanlarız. Edirneliler çağdaş düşüncelere açık, yenilikleri kavrayan, benimseyen insanlardır. Şehrimizde her türlü ayrımcılığı reddedip, insana öncelik veren bir anlayış var. Edirne insanı, önce “insan” der ve hoşgörüsünü asla yitirmez. Farklılıkların zenginlik olduğuna inanır. Farklı dinlerden, siyasi görüşlerden insanların bir arada yaşadığı güzel bir şehrimiz var. İnsanlarımız bilinçli ve çevreye duyarlı. Farklı siyasi görüşler hoşgörü içinde dile getiriliyor. Herkes birbirine saygılı. Ve konu Edirne’nin, Edirne insanının sorunları, çıkarları olduğu zaman bir araya gelebiliyoruz. Bu çok güzel. Edirne’mizde benim de her zaman destek verdiğim demokratik değerlerin savunulması, temsil oranı az olan grupların güçlendirilmesi ve katılımcı demokrasinin güçlenmesi gibi roller üstlenen sivil toplum yapılanması da oldukça güçlü. Meslek odaları, sendikalar, dernekler aracılığı ile vatandaşlarımız birçok konu hakkında daha etkin olabiliyor.
E.Olay: Seçim kampanyanız ve teşekkür gezileriniz sırasında gözlemlediğiniz şehrimizin siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunlar, eksikler nelerdir?
Okan Gaytancıoğlu: Edirne’miz Türkiye’nin batıya açılan kapısı, tarihi eserleri ve tarihi dokusu ile bir turizm kenti, verimli toprakları ile bir tarım kenti, Trakya Üniversitesi ile Türkiye’nin gözde illerinden biri ve diğer eğitim kurumları ile bir eğitim kenti… Şehrimizin bu özelliklerini daha fazla ön plana çıkarmak gerekiyor. Şehrimizde turizm faaliyetlerinin daha fazla artması için şehrimizin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını daha fazla yapmalıyız. Tarihi eserlerimize sahip çıkmalıyız. Kaleiçinde tarihi evelerimiz yanıyor. Tarihimiz yanıyor. Bu konularda hassas olmalıyız. Çiftçimizin daha fazla desteklenmesini sağlamalıyız, köy turizmini geliştirmeliyiz. Eğitim aydınlığın yoludur, eğitimi daha da iyileştirmek ve Edirne’nin modern üniversite kentlerinden birisi olmasını sağlamalıyız. İlçelerimizin ekonomik faaliyetleri göz önünde bulundurarak, yüksekokul ve fakülteler açılmalıdır. Şehrimizde yatırımları arttırmalıyız. Böylelikle işsizliği ve göçü önlemeliyiz. Çünkü Edirne Türkiye’nin yaş ortalaması en yaşlı şehirlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Bunun nedeni göç ve işsizlik. Bu konularda kişisel çalışmalarım devam ediyor.
E.Olay: Erken başlayan ay çiçeği hasadı ve bölgemizdeki rekolte hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni açıklanan ayçiçeği avans fiyatı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Okan Gaytancıoğlu: Bu yıl kuraklık nedeniyle rekoltenin çok düşük, özellikle kum yerlerde veriminin dönüm başına 80-100 kg. kadar düştüğünü görüyoruz. Son yıllarda uygulanan tarım politikaları üretici gelirlerinin azalmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak Türkiye birçok üründe net ithalatçı bir konuma gelmiştir. Petrolden sonra en fazla ithalat bedeli ödediğimiz ürünlerden biri olan ayçiçeğinde yıllardır üreticimiz alın terinin karşılığını alamamaktadır. Üreticinin emeğinin karşılığını alamamasının en önemli nedenlerinden biri maliyetlerin yüksekliğidir. Dünya ülkeleri arasında mazot ve gübreyi en yüksek fiyattan kullanan çiftçilerimiz zor durumdadırlar. Ben bu noktada Trakya Birliğin bir çiftçi kuruluşu olarak piyasaya müdahale etmesini ve çiftçinin mağduriyetini önlemesi gerektiğini söylemiştim.
Ancak Trakya Birliğin açıkladığı ayçiçeği ön fiyatı çok düşük bir rakam bu fiyatın değiştirilmesi gerek, ayçiçeğinin maliyetinin şu anda 1, 75 TL. Biz dedik ki üreticinin de üretime devam etmesi lazım, bir nefes alması lazım, borçlarını ödemesi lazım. Ayçiçeğinde 1, 80, 2. TL bir fiyat olması lazım. Hatta sürekli 2 lira diye deklare ettik. Ama dünya piyasalarında yaklaşık 1.766 lirayken bunun Türkiye’ye maliyeti, çiftçinin maliyeti 1, 75 TL iken bakın dünya fiyatlarıyla aşağı yukarı aynı. Trakya Birliğin açıkladığı 1, 47 kuruş çok düşük bir rakam ve ayçiçeği yüzde 40 yağlı. Yüzde 40 yağlı ayçiçeği biçen şuan çok az. Çitçi şuan zararda, Piyasa başka bir kurum daha var. Konya Şeker diye oda bir çiftçi kuruluşu ama o Trakya Birlikten yüz lira fazla fiyat açıklıyor. Neden? O çiftçisini daha mı çok seviyor. Trakya Birlik burada üzerine düşen görevi yapmalıdır. Açıkladığı fiyatta ön alım fiyatıdır. Hep avans fiyat açıklanırdı niye bu sefer böyle bir fiyat açıklandı. Acaba bunun altında şu mu yatıyor. Birlikler iki yıl üst üste zarar ederse yönetim kurulu değişiyor. Trakya Birliğin Yönetim Kurulu Başkanı şuanda AKP İl Başkanı, yani Trakya Birlik bir yerde AKP politikalarıyla yönetiliyor. Biz CHP olarak buna karşıyız. Çiftçimizin siyasete alet edilmemesini istiyoruz. Burada bir oyun var, bu oyunu bozmak zorundayız. Trakya Birlik yönetim kurulu derhal toplanmalı ve bu açıkladığı fiyatı gözden geçirmeli, çiftçimiz korumalı.
Dünyada fiyat 1, 80 TL civarındayken çiftçinin maliyeti 1, 750 TL iken Konya Şeker bizden yüz lira fazla fiyat açıklamışken, Trakya Birlik burada fiyatını yeniden dikkate almalı, değiştirmeli ve çiftçinin hakkını hukukunu korumalı.”