Doğma ve büyüme Edirneli bir hemşeriniz olarak, bu şehrin halkı ve Türkiye devletinin imkanları ile 6 çocuklu fakir bir ailenin 5 işçi kardeşinin ve mahalle (süpürgeciler) komşularının yardımı ile okuyarak, sektöründe dünyanın zirvesine çıkmış 6. Çocuğu olan Sabahattin YAZ’ın bu yöreye, ülkeye ve halkına borcu olduğuna inanıyorum. Bu inanç ve düşünceler ile Edirne’mizin Belediye Başkanlığına aday oldum. Çalıştığım her yörede (İstanbul, Ordu dahil) kendimce her yöre ile ilgili PROJELER ürettim. Bazıları çalındı, bazıları çok önemli olmalarına rağmen ilgililerine anlatamadım, anlayamadılar. 56 yıllık kariyerimde, 21 yılı Edirne’de (DSİ) devamlı, 36 yılı da SANAYİ de üst düzey yönetici olarak Edirne ile ilişkim hiç kesilmedi. Beynimde Edirne’miz için hep projeler ürettim.
Belediye hizmetlerinde şeffaflık, adaletli, hukuka uygun, bilimsel hizmet, herkese eşit mesafeli, liyakatlı kadrolaşma, fakir fukaraya yardım, engelliler için engelsiz çözümler, çevre korumaya en üst seviyede önem ve öncelik prensiplerimizle, stö’lere de bilgi ve tecrübelerimle yardımcı olacağım.
Her ay en az bir defa HALK ve STÖ’lerle BASIN önünde HALK BULUŞMALARI organize edip; yapılan ve yapılmakta olan faaliyetlerle ile ilgili BİLGİ Alışverişi yapılacaktır. GERİ BİLDİRİM KOMİSYONU kurarak, halkımızdan gördükleri RİSKLİ durumları (Yollarda çöküntü, kapaksız rögar, su boru patlağı, vs. gibi) ilk bildirecek vatandaşa 1000 TL ÖDÜL verilecektir. Şehir ile ilgili proje (trafik düzeni, imar, vs.) üreten vatandaşlara da projenin önemine ve kapsamına göre 1.000 – 5.000 TL arası ÖDÜL verilecektir. Ayrıca yerel basında tanıtılacaktır.
kurucularından olduğum ve 8 yıl öğretim görevlisi olarak ders verdiğim trakya üniversitesi (TÜ) öğrencilerine eddm akademisi zamanında makine bilgisi olarak verdiğim malzeme – mukavemet ve makina elemanları derslerinin, 35 yıllık sanayi tecrübelerimle sentezini yaparak tatbiki makina mühendisliği adı altında TÜ’de 8. sömestır (2 saat/hafta) ders vererek yeni mezunlarımızı diğer meslekdaşlarından en az bir adım önde başlamalarını sağlayabilirim. tabii TÜ yönetiminin kabul ve onayıyla. bu arada TÜ’de toplantılar ve konferanslara katılarak üniversite yönetimi ve gençliği ile iletişim kuracağım.
Şehir merkezindeki ULAŞIM SİSTEMİ ve TRAFİK DÜZENİNİ ilgililer, STÖ ler,( bilhassa muhtarlar) ve ŞÖFÖRLER DERNEĞİ ile masaya koyarak mevcut sorunlara geniş katılımla en ideal çözüm bulup yeni önerileri de değerlendireceğiz. Bu meyanda şehrin E-5 girişinin MİGROS-DSİ kavşakları arasındaki segmenti, Kuzey-Guney istikametinde yeni bir IŞIKLI KAVŞAK ile delerek segmentin diğer ucundaki kavşaklardaki trafik yoğunluğunu azaltıp yöredeki başta 1. Ve 2. SANAYİ SİTELERİNE ve de karşısındaki iş yerlerine (AVM, OTEL, Tic. San. Odası, Küçük Ofisler vs) giriş-çıkış trafiğini rahatlatacağız.
Evvelce 5 NOLU PAFTA olarak bilinen ve ANITLAR YÜKSEK KURULUNUN, izin ve bilgisi olmadan kazma bile vurulamayan, şimdi SARI ALAN olarak tanımlanan SELİMİYE, ESKİ CAMİİ, KERVANSARAY, KAPALI ÇARŞI, BİZANS KULESİ, SOKULLU HAMAMI, ÜÇ ŞEREFELİ CAMİİ, BELEDİYE BİNASI, TUGAY KARARGAH BİNASI v.s tarihi eserlerin yoğun olduğu, içinden ULUSLARARASI E-5 Karayolunun geçtiği bu alanı, ilgili kurum, kuruluş ve STÖ’ler ile tam bir mutabakata varılarak alınacak bir karar ile bu ALANI; BÜYÜK TÜRK-İSLAM AÇIK HAVA MÜZESİ ‘’The Grand Turkısh-Islamıc Open Museum’’; olarak tanımlayıp bu alanı, DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirip, şimdiki lüzumsuz tesis ve uzun ağaçlarla adeta örtülen bu bölgeyi DÜNYANIN VİTRİNİNE çıkarıp, her noktadan PANORAMİK bir görünüş imkanıyla müstesna bir TURİSTİK TARİHİ ALAN görünüşüne dönüştürmek. Bu alanın içinde kalan TUGAY Karargah binası, MSB ve GENEL Kurmayın anlayışı ile EDİRNE ye yeni bir MÜZE ve KÜLTÜR MERKEZİ olarak HEDİYE edeceklerine eminim.
Tarihi Kırkpınar görüşlerinde KÜÇÜKLER kategorisinde 3 yıl ( 1955-57 olabilir) güreşmiş, gerek Edirne de bulunduğum yıllarda, gerekse Edirne dışında bulunduğum yıllarda TV’lerden, her yıl 3 gün boyunca KIRKPINAR GÜREŞLERİNİ takip ettim. Çok sık yapılan tarih ve kural değişiklikleri güreş severlerin hatta pehlivanların da tasvip etmediği zaman zaman da adeta isyanlarını gözlemliyorum. 65 yıldır takip ettiğim KIRKPINARLARI ve YAĞLI GÜREŞLERİ paydaşları olan eski-yeni pehlivanlar, hakemler, federasyon yetkilileri, STÖ’ler ve Yağlı Güreş Turnuvaları düzenleyen diğer Belediyeler ile masaya koyup DEVRİM niteliğinde alınacak kararlarla güreşleri GÖRSEL ve SPORTİF açıdan ŞÖLEN HAVASINDA akıcı, heyecanlı, adil, mantıklı geçmesi sağlanacaktır. Böylelikle KIRKPINARLARIMIZ önce yağlı güreşlerin vatanı olan BALKANLARA sonra da DÜNYAYA açılarak OLİMPİYATLARIN ALT YAPISINI hazırlayacağız.
Edirne’nin Yıldırım-Hıdırbaba’dan MUHTEŞEM GÖRÜNÜŞÜNÜ hiç seyrettiniz mi? Edirne’mizin mevcut İMAR PLANINI, ilgililer, uzmanlar ve STÖ’lerle masaya yatırıp, EDİRNE’nin GENİŞLEME ALANLARINI, TARİHİ DOKUSUNA zarar gelmeden yeni İMAR PLANLARI (mesela; kapalı ceza evi, yeni imaret- yıldırım sırtları ve gerisi) ihya etmek. Bu meyanda bilhassa kenar mahallelerimizde muhtemel bir DEPREME karşı ZAYIF yapıları vatandaşların mutabakatı ile (RANT hedefi olmayan) Deprem Dirençli projeler geliştirecek ve KENTLEŞME çözümleri gerçekleştireceğiz. Tunca havzasında TARİHİ KÖPRÜLERİ korumak ve bu bölgedeki mahalle sakinlerinin nehrin karşı tarafına kolay ve çabuk ulaşımlarını sağlamak için TUNCA nehri üzerinde,Yanlızgöz (Süpürgeciler) köprüsü ile Saraçhane Köprüsü arasına ikinci bir, VİYADÜK (köprü) yaparak bölgeyi rahatlatacağız.
ÜÇ NEHİR/BİR ŞEHİR adında HAYALİ, UCUBE hiçbir bilimsel kritere uymayan bilgilerle Edirne halkının muvaffakatini ve desteğini almadan DEVASA ve UYGULAMASI çok pahalı, FİZİBİLİTESİ ve CED raporu olmayan, Edirne deki STÖ’ler , uzmanlar ve vatandaş Sabahattin YAZ’ın YEREL BASINDA defalarca yazılan yazıları ve toplantılarla yaptıkları DURDURMA çabalarına rağmen projenin devam etmekte olduğu görülmektedir. Maliyetinin nerelere varacağı dahi bilinmeyen;
SÜRDÜRÜLEBİLİR ve RANTABİLİTESİ olamayacak, MERİÇ TAŞKIN ALANI ve Bölge için büyük RİSKLER yaratabilecek, bölgenin DOĞALLIĞINI bozan, belediyemiz dahil ülkedeki birçok resmi kurum ve kişinin destek ve alkışladığı bu EDİRNE TARİHİNİN EN BÜYÜK YATIRIMI diye lanse edilen bu yatırım yeni seçilecek Belediye Başkanlığımızca yakından takip edilip, Edirne halkı ve STÖ’lerin istediği şekilde “SÖĞÜTLÜK DOĞAL KALACAK” haline getirilmeye çalışılacaktır. İstenirse projenin Rekreaktif etkisini ve Kano yarışmaları her an bu haliyle bile gerçekleştirebiliriz.
Mevcut iktidarın büyük önem verdiği “MİLLET BAHÇELERİ” tesis etme arzusunu, halkın “Söğütlüğün Doğal Kalma” isteği de dikkate alınarak, yine taşkın alanı içinde ASGARİ RİSKLİ bir projeyi, TUNCA nehrinin iki tarafındaki KIŞ SEDDELERİ arasında kalan , içinde ADALAR da bulunan TUNCA TAŞKIN ALANI içine, PROJE ve KONTROLLÜĞÜNÜ Belediye Başkanlığımızca yapabiliriz. Üstelik buraya yapılacak SERİ MİLLET BAHÇELERİ hem Saraçhane-Yeni imaret-Süpürgeciler, Gazimihal, Yıldırım, Kaleiçi, Kirişhane, hatta istasyon mahallelerinin YÜRÜME MESAFESİ içinde olup PARK PROBLEMSİZ, YAKIT TASARRUFLU, SEDDE ÜSTÜ YÜRÜYÜŞ PARKURLARI, ÇOK DAHA HAVADAR, BALIKÇILIK YAPILABİLECEK, Tunca nehrinin hafif şişirilmesiyle oluşan nehir yüzeyinde SARAYİÇİNDE KAYIK ve SANDAL SEFALARI, KIRKPINAR zamanında bu adada oluşan insan yoğunluğunun bir kısmını da alacak imkan vs. AVANTAJLARI olup EDİRNE HALKIMIZ, bu MİLLET BAHÇELERİNİ daha çok sevip Karaağaç bölgesindeki köprü ve yollardaki TRAFİK YOĞUNLUĞUNU da rahatlayacaktır.
Edirne şehir merkezimizin TUNCA nehrine sınır olan mahalleleri yıllarca MERİÇ – ARDA -TUNCA nehirlerinin taşkınlarında çok zarar görmüştür. DSİ’ce yapılan KIŞ SEDDELERİ her ne kadar 500 yıllık periyotlu FEYEZAN (Taşkın) debisine göre 1960 yılında inşa edilmişse de; Dünyamızda son yıllarda oluşan İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KRİZLERİ neticesinde nehir havzalarındaki Yağış – Akış kriterlerini çok değiştirmektedir. Bu iklim değişikliğinin BALKANLARDA sebep olacağı ŞİDDETLİ YAĞIŞLAR neticesinde oluşabilecek BÜYÜK FEYEZANLAR bu kenar mahallelerimiz için bir FELAKETE sebep olabilir. Bu yağış havzasında bu felaketleri önlemek veya etkisini azaltmak için bazı imkanlar vardır. Bunlardan biri de TÜRK – BULGAR sınırında, TUNCA nehri üzerinde, gövde yapısı Türkiye’de, göl alanı Bulgaristan’da olan, SUAKACAĞI BARAJI EDİRNEMİZ için HAYATİ ÖNEMLİ ve ÖNCELİKLİDİR. DSİ’de benim zamanlarımda bile bu baraj için, yıllardır defalarca İKİLİ GÖRÜŞMELER yapılmasına rağmen bir sonuç alınamamıştır. Bu baraj oldukça büyük kapasiteli olup öncelikle TAŞKIN KORUMA maksatlı olmak mecburiyetindedir.
- Yaklaşık 150 milyon metreküp depolama hacmi
- Büyük çoğunluğu Türkiye’de olan 16.000 hektar SULAMA ALANI (Tamamen Edirne civarı)
- 15 MW civarında ELEKTRİK ÜRETİMİ gerçekleştirme kapasitelerine sahiptir.
Avrupa Birliğinin (AB)nin, sınır aşan suları üzerinde olan bu barajın, iklim değişiklikleri dolayısıyla TUNCA nehrine yakın yerleşim alanlarında, büyük bir TAŞKININ sebebiyet verebileceği ileri sürülerek, Edirne Belediye Başkanlığı ve Edirne STÖ’lerinin liderliğinde, diğer ilgili resmi kurumların (Valilik, DSİ, Dış İşleri vs) desteği ile hazırlanacak TEKNİK ve HUKUKİ gerekçeli bir RAPORLA, Avrupa İnsan Hakları mahkemesine (AHİM) başvurup çıkaracağı bir kararla, geçen yıl Libya’da yaşanan FELAKETİN ( 10 bin ölü, 11 bin kayıp) bir benzerinin, Edirne kenar mahallelerinde yaşanmaması için, bu gibi büyük FEYEZANLARI KOMPANSE edebilecek SU KAÇAĞI BARAJINI Bulgar komşularımızın da MAĞDUR edilmeyecek şekilde AB FONLARINDAN inşa edilebilir. Bu süreç de Belediye Başkanlığımızca takip edilip, gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.
: Edirne’mizin sınırları içinde olan, MERİÇ havzasının (Arda – Tunca – Meriç nehirlerinin) toplam 4,5 – 5 milyar/yıllık yüzey suları kapasitesi, miktarı bilinmeyen yeraltı sularını, daha büyük kapasite de kullanmak varken KULLANMA ve İÇME suyu ihtiyacının çok büyük bir kısmını 58 Km uzaklığındaki KIRKLARELİ KAYALIKÖY barajından alması, bu işlerin bir uzmanı olarak, bana biraz garip gelip sürdürülebilir de değildir. Ayrıca o baraj havzası insanlarına haksızlık olup ileride SU KULLANIMI konusunda ihtilaflar (Hatta bu yıl Edirne Belediye Başkanlığı tarafından SABOTAJ suçlamasına da konu olmuştur) yaratabilir. Seçilmem halinde yöreyi iyi bilen uzmanlar ve DSİ ile masaya koyup inceleme ve tartışmaya açacağım.
ÜÇ NEHİR/ BİR ŞEHİR projesi kapsamında yaptığım çalışmalar esnasında BÜYÜK RESİM; MERİÇ NEHRİ HAVZASINI (Yunanistan KILIÇ ÇAY, ARDA, MERİÇ, TUNCA ve ERGENE nehirlerini kapsayan) çok iyi inceledim. MERİÇ HAVZASI Türkiye -Bulgaristan – Yunanistan topraklarından oluşan 52.000 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Tamamen AB coğrafyası içinde bulunan bu alan içerisindeki SINIR AŞAN SULAR kapsamında olan bu nehirlerin AB Çerçeve Direktiflerine göre SU YÖNETİMİ KAPSAMINDA, TAŞKINLAR, SU KİRLİLİĞİ ve SU PAYLAŞIMI kriterlerine göre bu üç ülke kendi aralarında görüşüp anlaşmalarını GEREKLİ kılınmaktadır.
Yine Edirne Belediye Başkanlığı liderliğinde, Edirne valiliğimizin de desteği ile; Merkezi KAPIKULE yakınlarında üç ülkenin sınırlarının kesiştiği noktada, Meriç Nehrinin de içinden geçtiği 60 dekarlık (her ülkeden 20 şer dekar) alanda, AB bünyesinde;
(MERİÇ HAVZASI BELEDİYELERİ SU ve BARIŞ BİRLİĞİ ‘’Meritsa River Basin Municipalities Water and Peace Union’’) isimli bir KURULUŞU kurup, bu kurumun yetki ve koordinasyonu ile MERİÇ HAVZASINDAKİ SU YÖNETİMİNİ AB kriterlerine göre ADALETLİ, TEKNİK DONANIMLI, hiçbir ülkeyi mağdur etmeden, RİSKLERİ asgari seviyede tutacak KOORDİNASYON merkezi haline getirilmelidir.
Bu proje de Edirne Belediye Başkanlığı, Ergene havzasındaki Belediye Başkanlıkları, Edirne Valiliği ve Merkezi hükümetin desteği ile beraberce gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.
Trakyamız ERGENE havzası SU POTANSİYELİNİ, TOPOĞRAFİK yapısını, havzadaki DSİ tesislerinin en az %70’inde emeği, hizmeti olan eski bir DSİ yöneticisi olarak, İSTİKŞAFİ aşamasını geçtiği KANAL EDİRNE TRAKYA İSTANBUL projesi ile Ergene nehrinde 2,5 – 3 yıl içinde, 3 milyar dolar civarında bir YATIRIM ile Balık Tutulur hale gelip TRAKYAMIZI İHYA edecek proje ve YATIRIMI gerçekleştirmeye çalışacağız. Bu proje ULUSAL ölçekte olup bu havzadan su temin eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile beraber, DSİ ve merkezi hükümet desteği ile gerçekleştirilebilecektir.
Bu projenin detayını yerel seçimlerden sonra öncelikle YEREL BASINA Edirne’mizde, bilahare talep edildiği taktirde ULUSAL basında TÜRK halkına açıklamak isterim.