MERİÇ NEHRİ’NDE ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR!
Hamza Yasa: YAZI-YORUM
Edirne'nin can damarı olan Meriç Nehri, her geçen yıl daha da kuruyor. DSİ 11. Bölge Müdürlüğü kaynaklarından elde ettiğimiz bilgilere göre; 25 Haziran tarihli ölçümlerde, Kirişhane ve İpsala istasyonlarında yapılan debi tespitleri, son dört yılda ciddi bir düşüş yaşandığını ortaya koydu.
2022 yılında Kirişhane'de 110, İpsala'da ise 154 metreküp/saniye olan akım;
2025 itibarıyla Kirişhane’de 32, İpsala’da ise sadece 18 metreküp/saniyeye kadar düştü.
Bu durum, dört yılda Kirişhane’de %71, İpsala’da %88 oranında bir azalma anlamına geliyor.
Yetkililer, yaşanan bu gerilemeyi;
-Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kuraklık,
-Bulgaristan sınırından gelen suyun azalması
-iklim değişikliği ile açıklıyor.
Çeltik Tarımı ve Doğa Tehlikede!
Meriç Nehri üzerindeki bu dramatik düşüş, yalnızca nehrin ekosistemi için değil, bölgedeki tarım faaliyetleri ve yer altı su kaynakları açısından da büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, su yönetimi politikalarının gözden geçirilmesini ve uluslararası düzeyde iş birliği yapılmasını zorunlu kılıyor.
Verim Kaybı Şimdiden Başladı!
Kapıkule'den ülkemize girdiği noktadan, Arda ve Tunca Nehirleri ile birleşip Enez'den Ege Denizi'ne döküldüğü noktaya kadar yaklaşık 180 kilometre yol kat eden Meriç Nehri, özellikle çeltik tarımı için hayati önem taşıyor.
Geçtiğimiz yıl bu dönemde Meriç Nehri yaklaşık 50 metreküp/saniye su taşırken, nehirden doğrudan sulama yapan on binlerce dönüm tarım alanlarında dekar başına 100-150 kilo arasında verim kaybı yaşanmıştı.
Bugün geldiğimiz noktada, geçen yıla göre neredeyse %70 oranında bir su kaybı yaşayan Meriç Nehri, acil önlem alınmadığı takdirde, on binlerce dönüm çeltik sahasında hasat yapılamayacak bir tabloyu karşımıza çıkarabilir.
Siyasi Kararlılık ve Uluslararası İş Birliği Şart!
Bölge ve ülke ekonomisine ağır darbe vurabilecek böyle bir tablonun yaşanmaması adına, bölgenin siyasi temsilcilerinin, özellikle de iktidar partisi mensuplarının, konuya gecikmeksizin ve ciddiyetle eğilmesi büyük önem taşımaktadır.
Uzman görüşlerinden faydalanılarak, Bulgaristan ile yapılabilecek uluslararası iş birliği ve su paylaşımı anlaşmalarının altyapısı bir an önce oluşturulmalı, diplomatik kanallar ivedilikle devreye sokulmalıdır.