Tarih: 12.07.2016 17:27

MUSTAFA İRİŞ; “KÖTÜ YÖNETİLİYORUZ”

Facebook Twitter Linked-in

MUSTAFA İRİŞ; “KÖTÜ YÖNETİLİYORUZ”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, ‘Hasat mevsimi’ münasebetiyle düzenlediği basın toplantısında; “Hasat Mevsimi, çiftçinin bayramıdır… Ancak gelin görün ki, en sevinçli olması gereken günlerde çiftçimiz; acaba, borçlarımı ödeyebilecek miyim? Derdine düştü… AK Parti iktidarı, ekonomiyi, özelde tarımı algı yönetimi ile ne kadar tozpembe göstermeye çalışsa da gerçekler ortada. Kötü yönetiliyoruz” dedi. 

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş,  “Çiftçimizin hasat mevsiminde bulunuyoruz. Bir bakıma hasat mevsimi, çiftçinin bayramıdır. Ancak gelin görün ki, en sevinçli olması gereken günler, çiftçimiz için kâbusa dönüşüyor. Sebebi; Acaba, “oluşacak fiyatlarla masraflarımı kurtarabilecek miyim?”  “Borçlarımı ödeyebilecek miyim?” Ekim mevsimi ihtiyaçlarımı karşılayabilecek miyim?” gibi sorulardır. AK Parti iktidarı, ekonomiyi, özelde tarımı algı yönetimi ile ne kadar tozpembe göstermeye çalışsa da gerçekler ortada. Kötü yönetiliyoruz” dedi. 

İriş açıklamasına şöyle devam etti: Üretim ekonominin gücüdür. Çalışan, üreten, ülke için katma değer oluşturanlar kıymetlidir, değerlidir. Hele Tarım, çok stratejik ve önceliği olan bir sahadır. Eğer sağlıklı, gerçekçi orta ve uzun vadeli planlar yapılmazsa, her şeyde olduğu gibi tarım da darbe alır. İstenen gelişme sağlanamaz.

Bugün ülkemiz bir yönüyle tarım ülkesi olmasına rağmen, tarım ürünleri ithal eden ülke haline gelmiştir.

Konuyu uzatmayacağım;  güncel olduğu için buğday konusuna birkaç cümle ile temas etmek istiyorum. Bugün Ziraat Odaları, Çiftçi Kuruluşları bir Kg. buğday için yaklaşık 90 kuruş maliyet çıkarmaktadırlar. 20 – 25 günden beri Ticaret Borsasında işlem gören buğday fiyatlarının ortalaması 83 kuruştur.  Tarım Bakanlığının müdahale fiyatı ise 91 kuruş. 10 – 15 yıldan beri buğdayı, maliyetinin altında satmak zorunda kalan üreticimiz, birkaç kuruşluk artıştan bile ne kadar mutlu olmuştu. Hasat mevsimi arifesinde Tarım Bakanı,  “2 gün içinde fiyatları açıklayacağız” dedi. Ama 15 günü aşan bir süre açıklama yapılmadı. Darda olan, özellikle küçük çiftçimiz de elindeki ürünü zararına satmak zorunda kaldı. Ezilen yine üreticimiz oldu. Eğer fiyatlar zamanında açıklansaydı, üreticilerimiz bu kadar zarar etmeyecekti.

Ak Parti 15 yıldır iktidardadır. Bu süreye baktığımızda üretenin hep geri planda kaldığını görüyoruz. Başta Tarım sektörü olmak üzere üretenler hak ettiğini alamıyor. Maliyetler göz önünde bulundurulmuyor. Maliyetleri artıran faktörler ve sebepler gözden kaçırılmaya çalışılıyor. Dünya’nın en pahalı mazotunu kullanıyoruz. En pahalı elektriğini kullanıyoruz. En çok dolaylı vergilerin olduğu bir ülkenin insanlarıyız. Çok faiz ödüyoruz. Vergiler, faizler maliyetleri çok olumsuz etkiliyor. Hangi sahada olursa olsun bu şartlarda üretim yapmak ateşten gömlektir.

Merkez Bankası Başkanının da belirttiği gibi, Tarım ürünleri fiyatlarındaki kârsızlık devam ederse üretici bir süre sonra üretimden çekilir! Zaten ithalat cenneti haline getirilen ülkemiz, tamamen üretemez, mecalsiz hale gelir.

İki döneme ait iki ayrı rakam vereceğim;

-Sene 1973. Buğday fiyatı 115 kuruş.

-Sene 1974 Buğday fiyatı 230 kuruş.

Ne var burada?  MİLLİ GÖRÜŞ iktidarı var!

Böyle olunca da yıllarca 10 milyon ton civarında olan buğday üretimimiz 1976 yılında 40 milyon nüfuslu Türkiye’de 17 milyon tona ulaşıyor. Ve 5 milyon ton buğday ihraç ediyoruz.

-Yine, sene 1997. İki Kg. buğday ile bir litre mazot alınabiliyor.

Ne var burada? MİLLİ GÖRÜŞ iktidarı!

-Sene 2016. Ancak 4,5 Kg. buğday ile 1 litre mazot alınabiliyor.

Görüldüğü gibi çiftçimizin maliyetleri çok artmış. Buna karşılık geliri düşmüş. 2015 yılında çiftçimizin bankalara Borcu 60 Milyarı bulmuş. Neden? Çünkü girdiler çok pahalı, kazanamıyor. Ürettiği halde borca batıyor. Bugün çiftçimizin %80’i elindekini avucundakini satsa, borcunu zor kapatır. Hatta bir kısmı, çiftini çubuğunu satsa borcunun tamamını karşılayamaz.

Ekonomiyi, özelde tarımı, algı yönetimi ile ne kadar tozpembe göstermeye çalışsalar da gerçekler ortada. KÖTÜ YÖNETİLİYORUZ! KÖTÜ YÖNETİYORLAR!

Bir daha tekrar ediyorum. AK parti hükümetleri Ekonomiyi iyi yönetmedi, yönetemiyor.

Kötü yönetildiği için üretim gelişemiyor.

Kötü yönetildiği için vatandaşın bütçesi açık verdiği gibi Devlet bütçesi de açık veriyor. Bu açığı kapamak için de borç alıyorsunuz. Yetmedi, vergi koyuyorsunuz. Bu bir kısır döngüdür. Devlet israf ve saltanat içerisinde yüzerken, halkımız borç girdabında, geçim sıkıntısı altında inliyor.

İsraf başlı başına milli bir felakettir. Tek başına israf konusu, bir basın toplantısının değil, birkaç konferansın konusudur. Hatta hep borçlanarak, her sene 50-60 Milyar faiz ödeyen bir ülkede bu israflar nasıl oluyor? Bu israfların ülkemize maliyeti nedir? Bu israfların ülkedeki tahribatı nedir? Bu meseleler çok ciddi tez konularıdır.

Buğday hasadı münasebetiyle günümüzü ve 15 yıllık Ak Parti iktidarının üretime bakışını çok kısa da olsa izah etmeye çalıştık.

Görülen o ki, vahşi kapitalizmin Türkiye versiyonu ile üretimi geliştirmek, rekabet gücü elde etmek mümkün değildir.

Uçak krizi sebebiyle domatesimize uygulanan, 6 aylık ambargoya karşı direncimiz ne kadar olduysa, ekonomimizin direnci de o kadardır.

Aziz milletimize sesleniyoruz;

Artık kendimize gelelim. Kendi gücümüzle, kendi kaynaklarımızla, kendi planlarımızla gelişip güçlenebiliriz.

Yani bağımlı, güdümlü politikalar değil, milli politikalarla ancak kalkınmamızı güçlendirebiliriz. İnsanımızın refah seviyesini yükseltebiliriz.

Yani;

-              Denk bütçeyi ancak biz yaparız!

-              Tarımı biz ayağa kaldırırız!

-              Fabrika yapan fabrikaları biz kurarız!

-              Milli, güçlü, süratli, yaygın kalkınmayı biz gerçekleştiririz!

-              Çözüm: MİLLİ GÖRÜŞ’ te, SAADET PARTİSİ iktidarındadır.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —