Tarih: 30.05.2014 15:10

TÜRK DÜNYASININ KALBİ EDİRNE'DE ATIYOR

Facebook Twitter Linked-in

 TÜRK DÜNYASININ KALBİ EDİRNE'DE ATIYOR

Türk Asya Stratejik Araştırmaları Merkezi'nin (TASAM) Edirne'de gerçekleştirdiği '3. Dünya Türk Forumu'nun 2'inci günü Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayında başladı. Edirne Valiliğinin katkılarıyla Türk Asya Stratejik Araştırmaları Merkezi’nin (TASAM) Edirne’de gerçekleştirdiği ‘Dünya Türk Forumu’nun açılış resepsiyonu bir gün önce Karaağaç’ta bulunan Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bahçesinde yapılmıştı. Edirne Valisi Hasan Duruer açılış konuşmasına,” böyle büyük ve anlamlı bir organizasyona ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” Diyerek başladı.

 Forumun açılışında TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, DEİK Yönetim Kurulu Üyesi  Murat Yalçıntaş, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Ebubekir Ceylan, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Prof.Dr Canseyit Tüymebayev, Türk Konseyi Genel Sekreteri Büyük Elçi Halil Akıncı ve Edirne Valisi Hasan Duruer birer konuyma yaptı.

Dünya Türk Forumunun açılışında bir konuşma yapan Edirne Valisi Hasan Duruer, böyle büyük ve anlamlı bir organizasyona ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Edirne Türk tarihinin en önemli şehirlerinden biridir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Edirne, Türk kültürünü de en iyi şekilde yansıtan şehirlerden bir tanesidir. Türk tarihinin en önemli eserlerinden birisi olan Selimiye Camisi Edirne'dedir. Selimiye bir pırlanta gibidir. Edirne ve Türk tarihine yakışan bir camidir. Selimiye'nin yanında şehrimiz çok sayıda tarihi esere de ev sahipliği yapmaktadır. Rivayete göre Fransa'dan sonra en fazla tarihi eserin burada olduğu söyleniyor. 30'dan fazla camisi, bunlardan 7 tanesi selatin camisidir, 14 tane köprüsü, 120 tane çeşmesi, 350-400 civarında sivil mimari örnekleri ve içinde bulunduğunuz muhteşem kervansaray ile gerçekten çok önemli bir kentte bulunuyorsunuz. Edirne aynı zamanda da Balkanların merkez şehridir.  Balkanlarda 5 milyona yakın soydaşımız sürgüne, göçe ve katliama maruz kaldı ancak Türk milletinin yapılan iyilikleri ve kötülükleri çabuk unutma özelliği vardır.  250 milyonluk Türk dünyasındaki üretim bir Almanya'nın gayrisafi  hasılası veya Microsoft'un cirosu kadar yoktur. Ne yazık ki yeterli üretimi yapamadığımız görüyoruz.  Bugün dünyada 100 tane bilim adamı sayacak olsak içlerinden bir tanesinin Türk olmaması maalesef bize acı veriyor. Sanatçılarımızdan kaç tanesinin dünya çapında bir eseri var, kaç tane bilim adamı yetiştirebiliyoruz. Bunlara baktığımızda insana üzüntü veriyor. Bugün Türkiye olarak üretmiyoruz, alıyoruz. teknoloji üretmiyoruz, teknoloji satın alıyoruz. Bunları çok iyi düşünmemiz lazım. Geleceğe çok iyi hazırlık yapmamız gerekir diye düşünüyorum' dedi.

Türk Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Büyükelçi Halil Akıncı ise bugüne kadar Türk dünyası olarak hep başkalarının ortaya attığı fikirleri tartıştıklarını, bundan sonra Türk akademisinin, uluslararası ortak bir örgüt olarak tesis edilmesiyle, gerçek anlamda Türk entelektüelleri yetiştireceklerini söyledi.

Türk tarihinin Türkler tarafından yazılmadığını ve sürekli çalındığını belirten Akıncı, şöyle konuştu: 'Tarihimiz çalınmakta, tahrip edilmekte, tarihimiz hakkında yalan söylenmektedir. Artık tarihimizi kendimizin yazma zamanı geldi. Bunu da Türk akademisi yapacaktır. Peki Türk akademisinin tarih alanındaki çalışmaları eğitim alanına yansıyacak mı, evet yansıyacaktır. Bu konuda geçen yıl Eskişehir'de yapılan eğitim bakanları toplantısında karar aldık. Ortak tarih kitabı yazılacak ve bunlar okullarda okutulacaktır. Artık Türkler onu kesen, bunu kesen veya artık nasıl görüyorlarsa, sandıkları gibi değil büyük adamları yetiştiren bir millet olarak tanınacaktır. Çünkü artık tarihimizi kendimiz yazacağız. '

Akıncı, Ermeni sorununun, Ermenilerin kimlik sorunu olduğunu dile getirdi. Bazı milletlerin kendi kimliklerini tanımak için düşmana ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Akıncı, bazı Türk aydınlarının da konuyla ilgili suçluluk duygusu olduğunu, buna anlam veremediğini aktardı. İlk defa 1965 yılında Montebello şehrinde Ermeni anıtı dikildiği zaman sorunun incelenmeye başlandığına değinen Akıncı, şöyle devam etti: 'Hiçbir zaman Türkiye dışişleri de incelemeyi bırakmamıştır. O zaman mesela ölü sayısı 300 bindi, iddia ettikleri. O zamandan bu yana bu sayı 1,5 milyona çıktı. Nasıl çıktı, anlamıyorum. Başta bizim aydınlarımız olmak üzere herkes buna inanıyor. Birazcık öğrenmeye gayret etseler, niye suçlu olduklarını bir araştırsalar, elbetteki Ermeni sorunu dediğimiz bu sorunu çözebiliriz. Çünkü Türklerin bir özelliği vardır, hiçbir zaman düşmanlıkları hatırlamazlar.'

Konuşmaların ardından Edirne'de Osmanlı Mimarisinden Dekoratif örnekler sergisinin açılışı yapıldı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —