‘YEREL TARİH’ YAZILARI /MİMAR SİNAN'IN TORUNU FATIMA HANIM TÜRBESİ
Ali SÜZEN
Mimar Sinan Merhum, sadece Selimiye Camii inşaatı için İstanbul’dan Edirne’ye ailece gelmiştir. Başka hiçbir inşaat için ailesini götürmemiştir.
Bu da, muhtemelen Hz. Peygamberin işareti ile yapılacak olan Selimiye’ye, Edirne’mize verdiği önemden ve peygamber buyruğuna uymanın titizliğinden olsa gerektir.
Selimiye Camii ve Külliyesi İnşaatı, olanca hızıyla devam etmekte, on binlerle ifade edilen bir oranda insan, harıl, harıl çalışmakta ve Koca Usta Sinan, torunu FATIMA HANIM’LA İNŞAATI denetlemektedir.
12-13 Yaşlarında sevimli mi sevimli bir çocuk olan Fatıma’ya işçiler, kalfalar büyük bir ilgi ve yüksek bir sevgi beslemektedirler.
‘Göz değmesi’, yani ‘nazar’ haktır.
Efendimiz, “Göz değmesi insanı mezara, deveyi kazana götürür.” Buyurur.
Küçük Fatıma’ya muhtemelen bir ‘kem göz’ ilişir ve hastalanır.
Belki de bulaşıcı bir hastalığa yakalanır.
Kısa bir zaman sonra da vefat eder.
Mimar Sinan, buna çok üzülür.
Ayşekadın Semtinde Çamlık Mevkii’nde bizzat nezaret ederek bir türbe yaptırır.
Baldeken Tarzı’ndaki bu mezarın mermer sandukası’nın her iki yanına da boynu bükük kabartma lale motifi işletir.
Boynu bükük lale, ‘fani’liği gösterir.
Demek ister ki Koca Usta, Allah’tan başka her şey fanidir.
“Allah’tan geldik ve yine Allah’a döndürüleceğiz.”
Üzüntüsünü böyle, tam bir teslimiyetle, Allah’ın emri karşısında boyun bükerek ifade eden SİNAN’IN KALFALARI DA muhtemelen çok üzülürler ve onlar da Selimiye Camii’nin Müezzinler Mahfili’nin mermer direklerinden birine ‘TERS LALE’ motifi işlerler.
İşte, hakkında birçok rivayet dolaşan ‘ters lale’ motifinin en makul açıklamalarından biri de budur.
Diğer yorumları da başka bir yazımızın konusu yapalım.
06.08.2015, Tahmis Meydanı-Edirne