Tarih: 06.04.2015 19:19

YILDIRIM; GÜN, ÜLKE OLARAK, ‘HEPİMİZ MEHMET SELİM KİRAZ’IZ’ DEME GÜNÜDÜR!

Facebook Twitter Linked-in

YILDIRIM; GÜN, ÜLKE OLARAK, ‘HEPİMİZ MEHMET SELİM KİRAZ’IZ’ DEME GÜNÜDÜR!                                 Edirne BARO’ sunun Genç Başkanı Özgür yıldırım 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yayınladığı bildiride,”Şehit meslektaşımız Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın hayatını kaybettiği terör saldırısında ortaya çıkan istihbarat ve güvenlik zafiyeti bir an evvel giderilmelidir. Halkın hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatların üstünün aranması gündeme getirilerek bu zafiyetin üzeri örtülmeye çalışılmamalıdır. Adliyeye gitmek için yola çıkan teröristin, adliyeye varmadan yakalanmasını sağlayacak istihbarat ağı kurulmalı, terörist yargılanmak için adliyeye getirilmelidir.” Dedi.

Özgür Yıldırım açıklamasını şöyle sürdürdü; Terör saldırısı sonucunda şehit olan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim KİRAZ’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yargı camiamıza ve ulusumuza başsağlığı dileriz. Acımız çok büyüktür. Hain saldırıyı lanetliyoruz. Teröristler, hain emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

Şehit meslektaşımız Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim KİRAZ’ın hayatını kaybettiği terör saldırısında ortaya çıkan istihbarat ve güvenlik zafiyeti bir an evvel giderilmelidir. Halkın hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatların üstünün aranması gündeme getirilerek bu zafiyetin üzeri örtülmeye çalışılmamalıdır. Adliyeye gitmek için yola çıkan teröristin, adliyeye varmadan yakalanmasını sağlayacak istihbarat ağı kurulmalı, terörist yargılanmak için adliyeye getirilmelidir. Adliyelerin güvenliği taşeron güvenlik şirketlerine bırakılmamalı, işin ehli olan devletimizin güvenlik güçlerince sağlanmalıdır. Terör saldırısını gerçekleştirenler avukat değildir. Teröristlerin üzerlerinde mübaşir kıyafeti ya da hakim veya savcı cübbesi de olabilirdi. Ya da filmlerde veya dizilerde sık sık yer alan sahnelerde olduğu gibi doktor, hemşire veya hastabakıcı kılığına giren bir kişi, bir hastanede silah kullanarak cinayet de işleyebilirdi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Uzun lafın kısası, bizleri kahreden bu acı olayın bir benzerinin yaşanmaması için istihbarat ağı güçlendirilmeli ve güvenlik zafiyeti giderilmelidir. Avukatlar, hakim ve savcılar gibi kamu görevi yaparlar. Yargının kurucu unsurudurlar. Karar mercii olan hakimlerin ve iddia makamı olan Cumhuriyet Savcılarının hangi güvenlik kontrolleri altında adliyelere girmeleri gerekiyorsa, kutsal savunmayı temsil eden avukatlar da aynı şekilde adliyelere girmekten gocunmazlar. Vakti zamanında aynı sıralarda dirsek çürütmüş okul arkadaşı olan hakimler, savcılar ve avukatlar, adaletin tecelli etmesi, hukukun üstünlüğünün egemen olması, insan hak ve özgürlüklerinin korunması için görev yaparlar. Adliyeye giriş anlarında elbette ki aynı şartlar altında güvenlik kontrolüne tabi olmalıdırlar.

Çağlayan Adliyesi’nde 2013 yılında bir olay yaşanmıştı. O tarihte görevde olan bir hakim, başka bir mahkemede görevli olan bir katip hanımı silahla rehin almıştı. Bir hakim, böyle bir olaya karıştığı için, bu olayın tüm hakimlerimize mal edilmesi, elbette ki düşünülemezdi ve haliyle de düşünülmedi. Böyle bir olay yüzünden tüm hakimler itibarsızlaştırılmaya çalışılsaydı, hakimi, savcısı, avukatı tek vücut tek yürek olur, gerekli tepkiyi gösterirdik. Ama terör saldırısını gerçekleştiren şahıslar avukat bile olmamasına rağmen, mesleğimizin itibarsızlaştırılmaya çalışılması kabul edilemez. Mesleğimizi itibarsızlaştırmaya çalışanlar bile eninde sonunda bir avukatın hukuki yardımına ihtiyaç duyacaklardır.

Hayatı boyunca hukuki yardıma gereksinim duymayan insan belki de yoktur. Örneğin, hukuka aykırı olarak faturalara yansıtılıp tahsil edilen kayıp kaçak elektrik bedellerinden mağdur olan dürüst vatandaşlarımız, hukuka aykırı olarak tahsil edilen banka kredi masraflarıyla kanı emilen halkımız, hukuka aykırı olarak tazminatı ödenmeden işten çıkartılan emekçilerimiz, miras hakları ihlal edilen mirasçılar, kirasını alamayan ev sahipleri, fahiş kira artışını kabul etmeyen kiracılar, boşanmak isteyen eşler, hukuka aykırı olarak görev yeri değiştirilen veya terfi edemeyen kamu görevlileri, sattığı malın parasını alamayan esnaflar, yargılanan sanıklar, kader mahkûmları… Kısacası hakkını aramak isteyen herkesin güvendiği bir avukatı vardır. Çünkü hukuk, hayatın her alanında vardır. Biz, mesleğimizin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasına müsaade etmeyeceğiz. Eğer, biz itibarsızlaştırılırsak, hakkını aramak isteyen herkes itibarsızlaşır.

Cumhuriyet Savcımızın şehit olmasıyla ülke olarak yasa boğulduk. Acının ve öfkenin etkisiyle yapılan fevri çıkışlar, bizi birbirimize düşüremeyecektir. Birbirimize düştüğümüz gün terörün amacına ulaştığı gün olur. Terörün amacı Yüce Türk Devletini yok etmektir. Biz, devletimizin ne şartlar altında kurulduğunu çok iyi biliyoruz. Biz, devletimizin ve bağımsızlığımızın kıymetini çok iyi biliyoruz. Gün, birbirimize düşeceğimiz gün değildir. Gün, milli birlik ve beraberlik günüdür. Gün, Büyük Türk Milleti’nin tek yumruk olma günüdür. Gün, ülke olarak, ‘Hepimiz Mehmet Selim KİRAZIZ’ dememiz gereken gündür!                                      




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —